12 Kasım 2015 Perşembe

Hz. Ali’nin Ölülerle İrtibatı ve Yakınlığı?

 

Berzah âlemindeki ölülerin, dünya hayatıyla ve yaşayanların onlarla irtibatları hususunda çok söz vardır. Biz bu irtibatlara dair örnekleri, bu kitabın beşinci bölümünde, hikâyeler adı altında zikrettik. Aşağıdaki hikâyeye dikkat buyurun:
Hz. Ali'nin (a.s) has dostlarından biri olan Habbe-i Urenî şöyle der: “Ben Kufe şehrinde Hz. Ali’nin huzurundayken, onunla Kufe’nin arkasına (Necefü’l-Eşref’e) doğru yola koyulduk. Hazret Vadiy-i Selam’da durakladı. Gördüm ki bir toplulukla irtibat kurmuş gibi konuşuyor. Ben de ona uyarak ayakta durmuştum. (Bu durumdan) yorularak oturdum. Öyle ki usanmış ve bıkmış bir halde tekrar kalkıp ayakta durdum, ben usanıp bıktığım halde İmam Ali (a.s) öylece ayakta durmuş, (görünmeyen fertlerle konuşuyordu). Ben tekrar kalktım ve oturdum, başıma sardığım sarığı toplayıp hazrete arz ettim: “Ey Müminlerin Emiri! Kalbim, o kadar uzun ayakta durmana sızladı; biraz istirahat etmez misin?” Daha sonra cübbemi, oturması için yere serdim.
Hz. Ali (a.s) şöyle buyurdu: “Ey Habbe! Bu (uzun dikiliş), müminlerle konuşmak ve onlarla dostluk içindi.”
Arz ettim ki: “Ey Müminlerin Emiri! Ölüler de konuşup dostluk kuruyorlar mı?”
İmam buyurdu: “Evet! Eğer senin gözünün önünden perde kalksa, onları görürsün. Halka halka oturmuşlar, sarıklı veya başka bir şeyli, sırtlarını veya baldırlarını birbirine vermişler, oturup sohbet ediyorlar.”
Arz ettim: “Onlar ruh mu, yoksa cisim midirler?”
İmam buyurdu: “Onlar ruhtur. Hiçbir mümin yoktur ki dünyanın neresinde ölürse ölsün onun ruhuna: “Vadi-yi Selam’a ulaşması (yani orada olması için)” denilir.” Daha sonra şöyle buyurdu: “Gerçekten o (Vadiy-i Selam), Adn cennetinde bir yerdir.”[1]
 
[1]- Furû-i Kâfî, c. 3, s. 243.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder