BERZAH ÂLEMİNİN BAZI ÖZELLİKLERİ
Kabir âleminin, berzah âlemi olduğunu söylemiştik. Berzah âlemi, ölümle kıyamet arasında bir fasıla (ara)dır ve insanlar çeşitli şekillerde bu âlemde (berzahta) mükâfat ve cezalarını göreceklerdir. Burada, berzah âleminin nasıl bir âlem olduğunu somutlaştırmak için, bir parça teferruatına ve özelliklerine değinmemiz gerekiyor.
1- İman ve Küfür Açısından Farklı Kişilerin Berzahta Nasıl Olacakları
Çeşitli rivayetlerin de tasdik ettiği gibi, berzah âleminin hususiyetlerinden biri olan “kabir suali”, halis imana sahip olanla halis kâfir olan içindir. Zira diğer fertler için kabir suali yoktur. Elbette bu, üçüncü sınıfın berzahı olmayacak anlamına gelmez. Belki sadece “kabir suali” hakkında onlara tarizde bulunulmayacaktır. Fakat rivayetlerden anlaşıldığına göre “kabir sıkıntısı”, (sadece evliyaullahtan az bir topluluk hariç) genel olacaktır.
İmam Cafer Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur:
Kabirde, sadece halis imana sahip olanla halis kâfir olanlar hariç, diğerlerinden sual edilmeyerek vazgeçilecektir.[1]
Başka bir hadiste de şunu okuyoruz:
Ebubekr İbn Hızır diyor ki: İmam Cafer Sâdık’a (a.s): “Kabirde kimlerden sual olunacak?” diye sordum. İmam Bâkır (a.s) cevap olarak buyurdu ki: “Halis imana sahip müminle halis küfre sahip olanlardan.”[2]
Bazıları, bu rivayetlerin halkın genelinden “kabir suali” olacağı hakkındaki hadislerle çeliştiğini zannederler. Bu yüzden ulemadan bazıları: “Sualden halis müminle halis kâfir kast olunmuştur”, demişlerdir. Veyahut meselâ: “Namazın, orucun, haccın ve velayetin aslı hakkında halkın genelinden sual olunacaktır. Çünkü kültürel olarak geri bırakılanlar (mustaz’aflar) ve bilgisiz olanlar, ayrıntılar hakkında mazurdurlar.[3]
Her hâlükârda bu konu, üzerinde durulması gereken meselelerden biridir. Ama bu kitabın sınırları dışındadır.
Telkin ve benzeri konulardaki rivayetlerde mutlak olarak şöyle geçer: “Kabirde, Münker ve Nekir’in suali haktır.”
[1]- Furûu Kâfî, c. 3, s. 235 (Kabir ve sual olunan ve olunmayan kimse hakkında bir mesele, Hadis: 1), Hadis: 2, 3 ve 4’te de aynı konu ifade edilmektedir.
[2]- age, s. 237.
[3]- Leâli’l-Ahbâr, c. 5, s. 31.
Kabir âleminin, berzah âlemi olduğunu söylemiştik. Berzah âlemi, ölümle kıyamet arasında bir fasıla (ara)dır ve insanlar çeşitli şekillerde bu âlemde (berzahta) mükâfat ve cezalarını göreceklerdir. Burada, berzah âleminin nasıl bir âlem olduğunu somutlaştırmak için, bir parça teferruatına ve özelliklerine değinmemiz gerekiyor.
1- İman ve Küfür Açısından Farklı Kişilerin Berzahta Nasıl Olacakları
Çeşitli rivayetlerin de tasdik ettiği gibi, berzah âleminin hususiyetlerinden biri olan “kabir suali”, halis imana sahip olanla halis kâfir olan içindir. Zira diğer fertler için kabir suali yoktur. Elbette bu, üçüncü sınıfın berzahı olmayacak anlamına gelmez. Belki sadece “kabir suali” hakkında onlara tarizde bulunulmayacaktır. Fakat rivayetlerden anlaşıldığına göre “kabir sıkıntısı”, (sadece evliyaullahtan az bir topluluk hariç) genel olacaktır.
İmam Cafer Sâdık (a.s) şöyle buyurmuştur:
Kabirde, sadece halis imana sahip olanla halis kâfir olanlar hariç, diğerlerinden sual edilmeyerek vazgeçilecektir.[1]
Başka bir hadiste de şunu okuyoruz:
Ebubekr İbn Hızır diyor ki: İmam Cafer Sâdık’a (a.s): “Kabirde kimlerden sual olunacak?” diye sordum. İmam Bâkır (a.s) cevap olarak buyurdu ki: “Halis imana sahip müminle halis küfre sahip olanlardan.”[2]
Bazıları, bu rivayetlerin halkın genelinden “kabir suali” olacağı hakkındaki hadislerle çeliştiğini zannederler. Bu yüzden ulemadan bazıları: “Sualden halis müminle halis kâfir kast olunmuştur”, demişlerdir. Veyahut meselâ: “Namazın, orucun, haccın ve velayetin aslı hakkında halkın genelinden sual olunacaktır. Çünkü kültürel olarak geri bırakılanlar (mustaz’aflar) ve bilgisiz olanlar, ayrıntılar hakkında mazurdurlar.[3]
Her hâlükârda bu konu, üzerinde durulması gereken meselelerden biridir. Ama bu kitabın sınırları dışındadır.
Telkin ve benzeri konulardaki rivayetlerde mutlak olarak şöyle geçer: “Kabirde, Münker ve Nekir’in suali haktır.”
[1]- Furûu Kâfî, c. 3, s. 235 (Kabir ve sual olunan ve olunmayan kimse hakkında bir mesele, Hadis: 1), Hadis: 2, 3 ve 4’te de aynı konu ifade edilmektedir.
[2]- age, s. 237.
[3]- Leâli’l-Ahbâr, c. 5, s. 31.